20 Haziran 2008 Cuma

olur olmaz şeylere gülüyorum...

olur olmaz şeylere gülüyorum...
bolca savruk, bir o kadar da kendime kızarak
ve küfürler edip yaptıklarıma
bir bir kaşındırıyorum pişmişliğin verdiği an'lıklarıma
pişmanlıklarıma
bütün yaşadıklarımı...
en azından hatırladıklarımı.
az konuşup, daha çok yazarak
hafifletme çabası sızıntıları
bolca kendimden kaçarak
düşmesem de çıkmış olduğum sokak...
av-avcı ikilemi
bol bol sevgi sözcüklerimi...
israf etmeden yaşayabilmeli
her diyalogda bir sonraki kelimeyi
ve tebessüm ardında kaybolan heceyi
terk etmeli...
(((not: yüksek dozda kafiyeden okuyucu yine zehirlendi. bu ne eziyettir...bu ne zahmettir...
bir parça da kalemi çevirenin iç çelişkisini, aziz okuyucu yükleni verse...ne olur?)))

Hiç yorum yok: