17 Nisan 2015 Cuma

gay olmak zordur

küçükken ben,
herhangi bir köyümüz yoktu,
hala olmadığı gibi.
köye ilişkin verilen kompozisyon ödevlerinin konusu olacak
bir köy işte
babam ile annem memleketin iki ayrı ucundan gelmişlerdi
onların aileleri de daha farklı daha uzak iki noktadan.
daha doğrusu bir aidiyet , bir asabiyet eksikliği...
ah ibni haldun!

yöresel yemekler annemin memleketi kadardı
yöresel hiç bir diyalog / şive hatırlamıyorum
köy de yoktu,
kış başlamadan gelen erzak kolisi de...
memleket yoktu.
zira çoktu.

bir gün dedi annem
bir gün aşık olursan sen gibi birine...
-ah ikimiz de iyi biliyorduk ben gibi birinin nasıl olduğunu...-
onun kalbidir memleketin.
doğru ya!
tüm hatıraların onla dolar,
ruhun onda doyar,
her tatilde değil sadece...her gece bedenin onun tenine kaçar...
ve çocuğun olmayacağı için cevap vermek de zorunda kalmazsın
9 yaşı merakındaki sorulara
sessiz de kalabilirsin.

şimdi diyelim sevdin.
evlenemezsin.
nikah ve çağırılacaklar listesi yoktur.
şeker de, memur da, limonata da...
takı da, kırmızı bekaret kuşağı da, damatlık da...
10 yıl vadeli bir evin kredisine girmezsin.
okulların ne zaman açılıp kapandığı da umrun dışıdır.
daha doğrusu nerden baksan...
bir aidiyet, bir asabiyet eksikliği...

gay olmak zordur.
ön yargılarla güreşmek de
bir erkekle sevişmek de
çocuk sahibi olamamak da
köysüzlük de
memleketsizlik de
..

1 Nisan 2015 Çarşamba

ölse de yetmez.

kanı kan ile temizlerler bu ülkede.
acıyı acı ile ovarlar..avuturlar...
aksini söyleyen zira 
vatan hainidir...
hep en haklılar susarlar
daha çok haklı olmamak adına
ölseler de yetmez
zalimin yüzüne kusarlar
çok haklı olup da vurulanlar...
ölseler de yetmez...

oysa bilseler ki bir kırmızı kuştur uçu veren bu cehennemden cennete
ekmek kokusu sinerken bileklerine
bilyeler ceplerinde koşarken haykırarak "anne"
ölse de yetmez.
unutulsa kafi.