28 Ocak 2009 Çarşamba

özür & teşekkür

uzakta olsam da(en çokta kendime...)
devam etmeliyim diye düşündüm...kendim olmaya.
beni yalnız bırakmayıp mailleri ile destek olan, sitem eden, kızan, darılan ve cevap alamamış bütün herkese...

teşekkürler arkadaşlar
teşekkürler dostlar
teşekkürler kalbimi bir zaman ele geçirmiş olanlar...

özür dilerim arkadaşlar
özür dilerim dostlar
özür dilerim kalbimi bir zaman ele geçirmiş olanlar...

(NOT:belli bir süreden sonra blogumdaki yorum kısmları tekrar açılmıştır...)

en çok kendimden uzaktayım

"şah damarım sizin olsun ...
bana yüreğimi verin!..."
ö.k.
elime hiç yakışmasa da kullanmak zorundaydım

gez ile göz arasında bir yere...bir uğur böceği konu vermişti. her mermide bir anlık telaşım ve hayat kaygım gidermişti...masallardan farklıydı düşman çehreler .ve oysa ilk defa duyduğum küfürler. hep söylene gelirmiş... annem yok babam yok... kardeşlerim yok bu masal da!

resital dinleyip hüzünlenmeye vakit de / gerek de yoktu. var olan tekşey yokluktu zaten.ne çabuk unutmuştum. çok uzakta idim herşeyden.

en çok evimden , 20:15 beşiktaş- kadıköy vapurundan, ortaköy'de içtiğim türk kahvelerinden, istiklal caddesindeki avareliklerimden...

en çok hepsinden çok...KENDİMDEN uzaktayım!

11 Ocak 2009 Pazar

.

doğu kışlanın yolları çamur
ve ölüm herkesin aklında
ağabeyime haber verseler ne olur?
selâ tepe karşıda bitap ve suskun
pervane sesleri... mermi şakırtısı...
ve bu kaçıncı ses izdihamı
ölüm korkusu sen de(n) yoksun...
hava soğuk...
en çok ellerim ve ayaklarım üşüyor
telefon tellerinde sesler donuyor...
ensemde küfür sesleri
Allah'ım cinnet ortası izdiham
kahrın ortasında ağlamamaya inatla devam!!!...


(not: çok uğraştı kendisi ile yazmamak için...vakit bulduğu zamanlarda vücudu yorgun düştü...en sonunda karaladı birşeyler...paylaştığım herkesten özür dilerim.)