26 Aralık 2014 Cuma

firar

saat çok geç, artık uyumalısın ve ben gitmeli.
çok çalışacaksın ve yorulacak naif parmak uçların.
anlaştığımız gibi devam etmeli
sen hiç arkana bakmayacaksın...
ardın sıra koşturacak melek!
şah damarın parmaklarımın arasında
sade kan değil akıp giden
nice hatıra geçmiş ve nice ümit hep gelecek!

bilirsin ama ben yine söylemeliyim...
affedersin...
özür dilerim..
lütfen
rica
ve iltifat ile...
evet evet....
kayıtlara geçsin lütfen beyefendi.
akşamın bir vakti,
benim çocukluğum
senin yüreğine firar etti.





23 Aralık 2014 Salı

lütfen

eskiden yolunun kesiştiği ,fakat bir veya bir çok sebepten kopuverdiğin
ne sen eski sensindir; ne o eski o
biz, siz ve onlar da duruma dahil.
aynı cafede iki defa oturamadık. aynı nehirde iki defa yıkanamadığımız gibi.

yaşadığın her şey seni ona hazırlar gibidir.hani nice zaferler vardır ki hayatta...yenilgi yenilgi gelir...
gömlek ıslanır, kurur...ve tekrar ıslanır ve tekrar kurur...daha çok temiz olana değin. padişahın hazır olmayan hiçbir saraya konamayacağını bilerek... itinayla işler yüreğinde yaşadığın acılar ve sevinçler seni. bir gün eski bir yolcu ile tekrar kesiştiğinde yolun. işte o zaman daha çok anlarsın kıymet bilmen gerektiğini ve beraber yürünecek her adımın değerini. daha az konuşursun. daha çok bakışırsın. ihtimal çok fazla gülemezsin, çok fazla hüzne gark olamayacağın gibi.

ve sen kanatlı yolcu, tekrar uğramışken bu patikaya,
müsaade ederse kelebeği yaratıp onu ışığa müptela kılan,
sakın nefesten kesilme!
bil ki sessizce birikir ta derinde,
bir su yatağını bulmaya sabırsız,
meğerki kalbin mazi adlı taşlar engelinde
akıp coşmak için; zamansız, engelsiz ve arsız...
sakın nefesten kesilme!
zira daha tadılmadık şaraplar
konuşulmadık anılar
yürünmedik patikalar
ve aşındırılacak kaldırımlar
var.
yani kocaman bir hayat var.
sakın nefesten kesilme
lütfen.


17 Aralık 2014 Çarşamba

vaazlar vol.2

Aziz kitle!

Eşyayı terk etmeye kendi bedeninden başlayanlara ne mutlu!
Nice sağlar Vardır ki, tatlı nefsini çoktan katletmiştir. Manada diri; zahirde intihar etmiştir.
Uykuyu bize dinlenme vakti kılıp gece ile nice eksiğimizi örtene ve buna yıldızları şahit tutana! Sena olsun!
Amin

15 Aralık 2014 Pazartesi

vaazlar. vol 1

aziz kitle!

unutmayınız ki,
isyan ile tefekkür
cehalet ile belagat
vird ile sükut
çığlık ile mukabele
öğretmen ile öğrenci
ve her ikisiyle talip

aynı kelimeye, aynı mabede, aynı cümleye hapsedilemez. bunları hangi mağaraya kapamalı ki bir eflatun düşüncesi sarı versin beynimizi?

tefekkürden önce olan isyandan,
belagat evveli bir cahillikten,
sükut ile başlayan bir virdden
mukabelesiz başlayan ve boşluğa atılmış bir çığlıktan
öğrencisiz bir öğretmenden veya öğretmeni olmayan öğrencilerden
ve kalbinde taliplik olmayan her ikisinden...

Kelebekleri var edip , onları ateşe pervane kılana sığınırız.

amin.



12 Aralık 2014 Cuma

vaiz, öğretmen ve meryem


vaiz

Vaiz kürsüye çıktı her zamanki gibi. Sessizce durdu. Başını öne eğdi. Sustu. Gözleri yaşardı.
Bilmedikleri bu kadar çokken bunca yıl konuştukları için sessizce tövbe etti. Sadece özür diledi ve yine sessizce terk etti mabedi.

öğretmen

Öğretmen tahtanın önüne geçti. Öğrenciler sessizdi. O da sustu. Bakıştılar...Hiçbir şey söylemeden
başını öne eğdi. Bir kaç damla göz yaşı süzüldü yanaklarından. İçinden hafif bir dua mırıldanır gibi olduysa da kendisi dahi işitemedi. Meleklerin de işitmesini ummuyordu sahi.... Öylece kaldı. Zil çaldı. Ders bitti. Öğretmen sınıfı sessizce terk etti. Öğrenciler ise şaşkın...

vaiz ve öğretmen

Vaiz , öğretmen ile mezarlık yolunda karşılaştı. İki suskun adam bir birlerini fark etti. Tebessüm ettiler.

Artık vaiz ile öğretmen ölmüşlerdi. Yani susmuşlardı. Kendileri dahil kimsenin haberi yoktu.

Meryem'in sustuğu her dakika bir şeytan çarmıha gerilir...bir ok saplanır müfterinin kalbine...ama sessizce...

11 Aralık 2014 Perşembe

karmaşa

kelebek bir gün yaşar
aşığın kalbinde doğar
maşukun ellerinde büyür
ve her ikisinin hatıratında ölür

aşık maşuka kavuştukça
hikaye kısa
söz manasız...

ne başladı ne bitti
ne doğdu kelebek
ne de uçabildi Cudi'den bu tarafa
mumdan uzakta
doğdu
yaşadı
ve
öldü

kelebek elbet bir gün doğar
meğerki bir mum bulsun
Leyla çıkagelir kuaförden
yeter ki bekleyen bir Mecnun olsun

kelebek elbet bir gün büyür
meğerki bir söz olsun
Şirin çıkagelir alış veriş merkezinin merdivenlerinden
yeter ki ahde vefa Ferhat'ta olsun

kelebek elbet bir gün ölür
meğerki bir an unutulsun
defter biter elinde Aslı'nın, çıkar gider okulundan
yeter ki kalpte bir izi / iki Kerem bir söz olsun.

Ferhat Mecnun'a da yanık olabilir
Oysaki Kerem  de Ferhat'a. 
Keza Leyla da Aslı'ya boş değil ne vakittir
Aslı ise Şirin'e...

Kelebek elbet bit gün can bulur.
Meğerki kalpte sevgiden bir dert olsun...


17 Kasım 2014 Pazartesi

son nefes

Melek peşimizde
Sevgi varsa korku yok
Yok işte ne hüzün ne de gam
Hiçbiri içimde
Mademki
Sıra bende
Teveccüh ile
...
Çok melek getirin.
Haber verin.
Binekten indi bir ruh

Gemide Nuh
Dağda Musa
En çok Upandişad'da Meryem
Sessiz
Suskun bir oruç
Söz serinletmezse yüreği;
Gölgesi yurtluk
Tevekkül adlı bir çınar var!
Kar etmezse göz yaşım mateme
Tûba altında vuslat var
Hasret bir kefe
Ölüm diğer kefe
Gönül diye bir miheng-i seng üzre terazi var
İsyan yoksa da,
Bu gönülde hasrete bir meyil var
Sürgünse ruh
Eflatun'un mağrısında;
Hayaline vurulduğum nice gölge var...
Bunca kelime ağrısında
Bir koca karıdan
Kazanda taş kaynatan bir sabır var...
Sırf sen tebessüm et diye;
Aklımda, sırtında un çuvalı taşıyan Ömer var...

Sadece çok melek getirin
Haber edin
Menzilden menzile
Celaleddin için düğün;
Mansur için vakti ikrar var!








25 Eylül 2014 Perşembe

eylül

Öyle sessiz giderken.
Dingin güz gelir
Kış için ne kadar da erken
Tekrar filiz verir
Uyursa eylül de toprak
Bir kucak taklidi
Annem
Bir pervane taklidi kelebek
Ben yine severken bahar gelsin diye
Çalışsın ve terlesin gönül karıncası
Sarılsın Mecnun Ferhat'ta diye
Çölde bir vahada
İllaki tenhada
Uyusun ,eylül ki dinsin sancısı
Bitmesin hiç bir şiir bu toprakta
Sussun Leyla tarlada
Ve bir yudum daha bira!
Eylül uyusun yeterki.

30 Ağustos 2014 Cumartesi

dua

İmam Nurettin' in, dünyadaki bütün âşıklara yazdığı muska,
Onun adıyla senin suretinle
Yeni bir aşka.
Hiç kavuşmamaya aminler
Ve virdler
Teşekkürler
İltifatlar ,hal sormalar...
Sorular sessizce içimde yürüdüler
Ah vird sabitliği...sakinliği...
Rüzgâr, mûnâdisiz bir feryat
Tesbih tesbih döküldüler
Her seven, bir başka sevilene
Bir başka aşkla sevmek istercesine
Seviştiler
...
Muska ya yakıldı ya denize atıldı
Kayboldu sonsuza
Kuruyan dudakta
Ya bir buse
Ya bir vird kaldı.
...
Kalıcı değil nefes
Hevesten kaçtı
Soyutlandım ölmek istemezcesine
Baba bu kalbimde muskanın altındaki yarayı kim açtı?
- Sustu...sadece sessizce baktı.
Ve sadece rüzgâr kaldı.



28 Ağustos 2014 Perşembe

ve sarhoş

Ve sarhoş atıyor kendini ateşe
Yanmıyor İbrahimvari
Kavuşmaktaki o buruk neşe
Kaçıyor gönlümün Kıblesinden son havari
Son yemek
Son söz
Son gün
Son saat...
Hepsi ilk gün gibi.
At kestanesi düşer ağaçtan otoparka
Hiçbir şey yok dün gibi
Zaman denilen çarka
Su taşır gagasında serçe misali
Ve ateş hiç yakmadı
Yoktu şakası,
Ne pervaneyi
Ne sarhoşu
Ne bir baskası...
Sadece bir defa hiçbir şey olmak için
Ne kadar çok şeye muhtaç
Hepsi...
Ateş yakmasın diye geceyi
Korusun Tanrı kelebeği

27 Ağustos 2014 Çarşamba

acıtmıyor

http://youtu.be/J0B9BXCKeXE

20 Ağustos 2014 Çarşamba

kelebek

Son nefesi kovalar
Bir kelebek
Ölürse inattan ölür
Bir parça da gururundan
Düşer bir at kestanesi üstüne
İnce parmakları incinmesin diye
Üzülmesin diye küstüğüne
Hepsi ruhunda...
Beyaz şarap ve um khoultoum
1960 senesinden düşmüş gibi
Ömrüme
Bir kelebek ömrü katsın
Ve acıtsın diye
Bırak ince parmakları bu kalbi kanatsın
Dermanı akrep
Dermanı yelkovan
Seni bana tekrar kavuştursa zaman
"Ben deki suzi dil var mıdır acep?
Tutuşup can veren pervanelerde"

19 Ağustos 2014 Salı

sengi sabır

Bir shot nane likörü

Sabrın taşı çatlayana
Deniz kuruyana
Çöl suya gark olana dek...
Yok hiçbir şeyden vaz geçmek
Hiçbir şey olabilmek için
Beklemek..

Bir shot nane likörü....

Son nefes son durak
Aryalar ve ilahiler arasında
Yeşerse bir at kestanesi
Ciğerin bir köşesi
Onun sesi
Artık yok saymak
Yoka saymak
Hayat denilen bestenin bir diğer esi
Ne işe yararsa bir at kestanesi

Bir shot nane likörü

O kadar sert
O kadar acı
Bir o kadar yerli yersiz
Taşınan alın yazısı...
Çekilir bu yük inan ki sensiz
Varsın olmasın izzeti nefsimin bir prangası

Ve bir shot nane likörü dahası

17 Ağustos 2014 Pazar

ağır geliyor

Yağmurun cama çarpması
Bebeğin yüzüme dokunması
Bir kadından iltifatlar
Protokol konuşmaları
Makina sesleri
Şiirsel müzakereler...
Ve iyi dilekler
Temenniler...
Özledim hepsinden ayrı
Kendimden ğayrı
Seni.
Sen sussan da olur
Konuşansan da
Söylesen de
Söylensen de
Kalpte hepsi bir
Bir sende
Sen birle
...
Ben sussam da olur
Söylesem de...
Sevsem olur
Sevmesem ölür
Bir kelebek kalbimde
Hem de gece!
...
Öte yana geçer kalbimde bir his
Nerede mağara
Nerede Eflatun?
Sen misin gölgede?
Mağara işte bu bir göz oda
Şu masadaki yarım limonata
Biraz ben, o da...
Senden kalan koku
Yok hiç hatıra
Gitmedin ki
Göndermedim ki
...
Sensizlik bir uyku
Varlığın ise sanki rüya.
Bir daha
Bir dah
Bir da
Bir d
Bir
Bi
B....

14 Ağustos 2014 Perşembe

intizar

Hanidir duvarımda asılı şu hançeri
Alsan,
Ve eğer sahiden yarsan
Yarsan,
İman tahtasından
Sol yana
Açsan da görsen
Nice sabır taşı bekler sevdiğini
Geceyi güne
Sabrı yola
Her ikisini takvimde bir sonrakine katıp...
Bekleyen...
Sanki ben değilim.

Yarını düne satıp
Ansızın çıkıp gelebilmenin
Özlemi bile
Değil sevgilim.
Zira yaşanmamış bir an nasıl özlensin?
İcilmemiş suya hangi ceylan kansın?
Öyleyse yeridir
Bu yürek bir parça sen
Bir parça ben
Biraz biz yansın

Sen iyisimi beni dinle
Şu duvara asılı hançer...



7 Ağustos 2014 Perşembe

iki arada

Bu dünyada; nice latif söz, nice iltifat ve nice iyi dileklere mani haller vardır.
Zira iki insan arasındaki engel çoğu zaman
Dağlar, denizler, okyanus veya banka hesap bakiyeleri değildir...
Öyle durumlar vardır ve trajedya başlangıçları...
Bülbülü gülden ayırıp ona;
Gül kokusunu, gül resimlerini , gül hakkında yazılmış şiirleri satmaya benzer bu hal...Hastanın reçetesindeki ilaçları eczaneden alıp kullanmak yerine ; şifa niyetine sabah ve akşam tok karna ilaç isimlerini okumasından farksız.

Bütün bu sıkıntı ve trajedi yumağı ateş olur düşer talibin yüreğine.

Öyleki talip susarsa o ateş köz olur; konuşsa alev bulur...ama illaki yanar talip.

güçsüz bileklerim ile yazıyorum

Gecenin yarısı geçti ise
Ve ne sen balkabağı
Ne de ben fare
...
Yüklemsiz cümle
Sesiz gece
Ve ne sen yelkovan
Ne de ben akrep

Oysa hey sen adam!

Gözlerin vallahi güzel değil,
Ne kaşların,
Ne de yüzün...
Sana ait olmasa.

Yastıkta koku
Özlemde bir telaş
Soru işaretleri yolum üzeri
Aslında hepsi yitirmek korkusu
Sanki çalmıştım.



6 Ağustos 2014 Çarşamba

tohum

Atkestanesine ,
Küle,
Hiçbir şeye,
Bembeyaz sayfaya
Ve kalan sayılı nefese hürmetle.

Geceler ne kadar kısa ve gün ne kadar uzundur
Saat ölçeğinde
Ardı sıra kaçan ve kovalanan
Değil akrep
Değil bir yelkovan
Kelime belleğinde
Söz dilinde
Göz hizzanda
Beklemeye başlamaktır
Bin bir nefes niyeti ile

Gök kubbenin altında
Zahmetinden kaçmak için
Yağmurun, güneşin, rüzgarın ...
Kendi kubbelerimizi inşa edebilmek
Yine Gök kubbe altında
Mukarnaslar vari
Kemerler örülü
İç içe
Kompleks
Ve hüzünlü harcı Horasan
Acımızda erisin diye yağmurla.
Tutsak kılmasın diye bizi mekan
Zira tüm aşıklar ve maşuklar bilir ki
"Padişah konmaz saraya hane ma'mur olmadan..."


3 Ağustos 2014 Pazar

yeniden

başlamak...
hiçbir hatıranın yükünü taşımıyorsanız geride,
ne kadar rahat bir eylemdir.
nice yollar vardır yürünecek,
nice engeller vardır aşılacak,
nice kolaylıklar vardır imdada yetişecek.

ne okuyucu eski okuyucudur,
ne yazar eski yazardır.

hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...her zaman.
ırmak akacak.
aşık irfan ile yıkanacak.
susayan suya kanacak.
Mecnun Leyla'ya kavuşacak...
ne zaman mı?
başlayınca.

"ölür çün anadan doğan..."
bitmek ve hiçbir şey olabilmek niyeti ile.
be-namı TO! *

(*senin adınla)