30 Temmuz 2008 Çarşamba

not defterime düşenler 10+10 =XX

Aziz kitle!
Dünler yarınlardan kötü olmalı ki...İlerleme, terakki , development... olabilsin

İnsan en çok tatilde kendini dinliyor...Bol bol dinlenip kendini dinleyebilme hali...
Üç noktalardan kurtulmuş değilim aziz kitle!

Ve buralarda gözlerini gezdirenlerin hepsinin (yani sizin çaktırmayın lafı dolaştırıyorum) ab-i bir renk bulup bakmalarını isteyeceğim.
Ab-i yani su rengi...

Suya baktığınızda gördüğünüz ne renk ise işte o!

Bütün Pers diyarında sular hala mavi akıyor...Ve ab-i için mavi diyor bütün acem ve kürt diyarı...
Ve bütün acem diyarında matemin rengi mavi oluyor...Cenazeler için hala mavi renkli bayraklar sandıkların bir kenarında saklanıyor...Ben bunu çok iyi biliyorum...

Su gibi akıp gitmek dileği ile...Derin izler bırakarak!

Muazzez kitlelere seslenmek dileğiyle!

25 Temmuz 2008 Cuma

not defterime düşenler 12+7= XIX



Monologlar------------------

Mukaddime + Introduction = Hitabet

Muazzez kitle!
Cemaat ile sivil toplum arasına sıkışmış olup, kanaat önderi olduğunu düşünenlerce sapkınlığa uğratılan kitle!
Kitle bilincinden uzaklaşan kitle!
Bölgelerimizin makus kaderini ağzına sakız yapmaktan ve kadınlar gibi ağlamaktan bile uzak olan kitle!

Mana + Meaning = Kitabet

Dünü yarın ile kıyaslayan bizler
Her gün gözü dönüp dönüp kalbi olduğu yerde sayan bizler
Ve elleri gözleri bağlı; kolundan çok kalbi, onuru, geleceği... kırılmış bu insandan...
Aşık olmasını artık beklemeyin!

El-kelamul ahir + conclusion = Son söz...

Şimdilik gidiyor...
Geldiği vakitte topraklarda barış olacak mı?
Ve çiftçiler ekin yetiştirip şairler artık mersiyeler yazmayı bırakacak mı?
HAYIR...




23 Temmuz 2008 Çarşamba

not defterime düşenler 6x3= XVIII

Ben ne aşkı satın alabildim ne de satabildim...

Aziz kitle!

kalbi hala göğüs kafesinin arasında atabilen birileri var mı? tekleyen ve bazen de itekleyen bir şeyden bahsediyorum. bilmiyorum kaç parçaya bölünüyor?

ego, süper ego, id, nefis, benlik, bencillik, zerdüşt'ün söylediği tanrılar...ying yang...lee...

hepsini geçelim bir kalem ve bir fasılda!

Aziz kitle!

Cemil MERİÇ'ten alıntılar yapıp entellektüelitenin ne olup ne olmadığı, entelijansiyanın ne fırıldaklar döndürüp döndürmediği...En basit manada kimler /kim olabileceği konusundaki bütün kısıtlama, genişletme, var ve yok sayımları kaldırıyorum!

Tek celsede !

İbn-i Haldu'nun bana vermediği ve hiç bir zaman "asabiyetle" veremeyeceği yetkiye dayanmayarak bunu yapıyorum!

Bu bir ihbardır! Çağın bütün düşünen beyinlerine ve hisseden kalplerine! Bütün makalelerimi, şiirlerimi, hitabetlerimi vaazlarımı ve monologlarımı yakmaya hazır olduğum gibi; bütün sözlerimi unutmaya da hazırım!

Ey post modern çağın haddesinden geçmiş ve boşluklar çağına düşen kitle!

Şahit olun ki, yarın biri gelip ansızın evininiz kapısını bir gece vakti çaldığında... Manevra kapasitesi sadece balans ayarı yapmakla (daha doğrusu yaptığını zannetmekle) kısıtlı toplu iğnenin ucu kadar olan kitleden birileri...

Tanrı misafiri demeyin!

Ve sakın olaki... (burda bir monarşi esintisi oldu...bu böyle biline!)
kapı komşunuzda 1.500.000 insan! haya! can! canan! ...ama önce İNSAN
öldürülmüşken bir yalan uğruna...
Bağdat minarelerinden çıkan sesleri duyan her kulak vebağlin altına, dikenin üstüne yatmıştır!


KALBİ ARAFTA ASILI KALAN --BEN-- SIZLAYAN PARMAKLARIMLA...BU GECENİN BİR VAKTİ SON KUVVETİMLE YAZIYORUM !

BİRAZDAN YARI ÖLÜME GEÇECEĞİM...GÖZLERİMİ YUMACAĞIM!


aziz kitle!...kül renginde gark olan son kuş öldüğünde...ben çoktan gitmiş olurum herhalde...

not defterime düşenler (4x5)-3 = XVII

Ezanlar ve ayinler dolusu...
Sabahın güne en yakın saatinde erkenden fırlamak yataktan ve günahlarını bilsende çok sevmek...En azından sevdiğine inanmak. Bilmem kaç parçaya böldüğün kalbin bir süre sonra kanamaya başlarsa ne ile tedavi edceğini bilerek yaşamak, uyumak, uyanmak ve ölmek...
Verilen son nefesinde ilk nefes gibi ciğerlere yaptığı baskı için çokca kıymet bilmek...Bilebilmek...Bildiğini zannetmek...
Silikleşen kareler ve gölgeler...
Eski zamandan kalma bir derviş taklidi olarak yaşama çabası modern dünyanın duvarlarına çarpıyordu. Ve ben ne kadar kendim olmak isterken bir başkasından o kadar uzaklaşıyordum... Gün gelir kendim olmak için benden de uzaklaşır mıyım?
Aziz kitle!
Cevap arama sorularımın hiç birine. Aklının ucu "hiç"e dokuna bildiği vakit aklına mukayıt olsanda başka şeylere mukayıt olamazsın. Çok sevsen de, gün gelir...
Ah! Kül rengi kediler!
Ayinler ve çeşmeler kadar sevsem de
Anlayamıyorum sizleri...

22 Temmuz 2008 Salı

not defterime düşenler 4x4 = XVI




Muazzez Kitle!
seven kalplerin bir birileri için çarptığı ve nedense en çok aşık olanların en az kazananlar olduğu...Sanki cebinde parası olan insanların aşık olamayacakları bu dünyada... Yani dünyamızda... Yani kendi gökkubbemiz altında... Tengi tek tengi...Alper Tunga ... İran edebiyatından katakullilerle alınan bir tomar edebi-YAT...


Hırsızlığı ne ilk biz yaptık ne de son yapanlar olacağız...

İlk biz aşık ta olmadık ... Bu gidişle olmayacağız da...


Sonra birini sevmek için bahaneler türetmek için çabalamaktansa, sevgiyi kendi haline bıraksak?

Sevişsek dudakları kendi haline bıraksak?

Sonra hep sussak..sussak...

Sussa bütün şehir sabaha kadar...

20 Temmuz 2008 Pazar

not defterime düşenler 24-9 = XV

vaazlar ve monologlar...

yasaklar ve serbest bırakılanlar... geçmişte ve gelecekte adlarının anılması hakkında hüküm verenler

bir de sevmeyi ve sevişmeyi çok sevenler
hiç bir zaman adları bilinmese de perde arkasında gizlenenler...

hep beraberler aslında!

Aziz Kıraat ve Buse Ehli!
şatafat ve ilizyonlarla geçen hayatta anlık uyanışlardır dudaklarmızın bir başka dudakla buluştuğu anlar
ve kıymeti bilinmelidir her geçen dakika ve nefesin bir daha geri dönmeyeceğini
ve yine her söylediğimiz sözün bir gün kulaklarımıze geri döneceğini
BİLEREK
kimi zamanda unutarak
YAŞAMAK

ve korkarken sevmekten
ve yine bağlaçlara bölüyorum cümleleri

Aziz olan ve kutsalı kendinden menkul kitle!

bu gece nasıl günah dolu ise
yarında öyle mi olmak zorunda?
ve her buse?
bir sonrakinin habercisi mi?

bütün bu sorular ile meşgul ettim zihinleri....
UYKU YARI ÖLMEKTİR ...

ol-kişi daim nöbeti nevm üzere kain
açılsın çeşm-i mim taklidi sakin
eylesin felahı akibet ve daim...
hem bir nefes uzağımda ve bir kalp atışı yakınımda lakin...
virgüller ve bağlaçlar arasında bir hayatta
sessiz
benli ama benliksiz
...........................................

Aziz kitle!
bu gece kalem suskun
huzurdan....öteliyorum
minnetle....

19 Temmuz 2008 Cumartesi

not defterime düşenler 7x2=XIV

-vaazlar ve monologlar-



Aziz okuyucu!
bilir misin gecenin ve gündüzün ne getireceğini?
ve kaçıp gidenin kaderi
kovalananın kederi ile birleşir mi?

Bütün soruları bir kenara bırakalım. Ve Frued'un , Jung'un, İbn-i Haldun'un ...ve daha bir çoğunun insan ve topluma dair söylenmiş sözlerini bir kenara bırakıp da....
Şu kadına...
Evet şu kadının yarım yüz yıl evvelinde plaklara sıkışıp kalan sesine bir kulak verin!
....
Ümmü Gülsüm...
sesi ile taşlaşan kalpleri yumuşatan
merhameti, aşkı, kilise çanını ve ezan sesini birleştirip virdleştiren...

Aziz okuyucu!...Potansiyel Cemaat ve Re-potansiyel sivil toplum !
Sivilleşin...
Sevmekle başlayın
İtidal..itidal..itidal...

............................................................

Kalbi acıyordu hala...biraz şaşkınlıkla karaladı şu satırları ... Kalbe verilen ilham ile...

"şeb-i intizarım var her şamu seher arafında...
meşkü aram kılmalı kalbi naciz bir göğsün sol tarafında"...

Aziz kitle!
Ruhların mahşerinde isyan mubarek olsun!

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Eski zamandan eskimeyen enstantaneler

Pencere önü takır takır düşen taneler
Ardıla düşmüş imame
Ve umut eken içime
Eski zamandan eskimeyen enstantaneler
Hafız Burhan, Türk kahvesi ve yağmur sonrası toprak kokusu

Düşlerimin ötesi
Hani gözün gördüğü ufkun az ilerisi
Bir gün sonrası
Akşamın yarısı
Dünden kalan
Aşkımın yarısı…

Ruz ile şam arasında
Deniz ile toprak
Bir birlerine kavuşarak
Ama bolca susarsak
Bilinmedik sahneler…
Eski zamandan eskimeyen enstantaneler
Hafız Burhan, Türk kahvesi ve yağmur sonrası toprak kokusu

Kahve acısı
Yarin uzaklığı
Ve yarın yakınlığı
Kelime oyunu bu şiir değil
Her gün ki kelimelerim ile bu bir değil
Şimdi akşam vaktine belirsiz geçişler
Eski zamandan eskimeyen enstantaneler
Hafız Burhan, Türk kahvesi ve yağmur sonrası toprak kokusu


14 Temmuz 2008 Pazartesi


gün batmışken istanbul da...
ve ben hüzünlü nağmeler dinlerken bir kaç yüzyıl ötesinden
şehveti bırakıp aşka sığınmışken
ansızın
patavatsız
ve cömertçe
kalbini sunan
Akdeniz de bir yerlerde
Hani yunusların göçerken uğradıkları bir memlekette
Ama kalbimin en derin yerlerinde
Biri beni
Ben birini sevmekte…

13 Temmuz 2008 Pazar

not defterime düşenler 13-1= XII

Aziz okuyucu!


Ey modern zaman kıskacına sıkışıp kalan ve nereye gideceğini bilEmeyen kitle!


Vaazlar ve monologlara sıkışıp zincirini kıramamış gençlik!


(Albay Nasır'dan araklama bir belagat ile konuşuyorum, birazdan Kahire radyosuna çıkabilirim hatta...)

"- eyyühel şebab! hel haza fecren cedid?

- la! haza berküs suyuf vel kulub"

mealen;

"ey gençlik...bu yeni bir gün doğumu mudur?

hayır! bu kılıçların ve kalplerin şimşeğidir..."

unutmadan bir de dipnot...gün akşamlıdır...

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Sen cennetteki yaşında


Sen cennetteki yaşında
Ben ise biraz uzağında
Bir o kadar yakınında
Hani kalbinin attığı
Gözünün gördüğü
Aklının erdiği yerin az uzağında
Berisinde kalp ritimlerinin
Ötesinde söylediğimiz sözlerin
Seni bir tek seni
Böyle sevdim…

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Başka bir bedene dokunduğumda
Hayalimde sen olacaksın
Gözlerimi kapadığımda
Ve kalan günleri bir bir saydığımda
Sen hep göğüs kafesimin içinde
Yutkunurken ki o hayat nefesimde
Hep sen…
Senden bir parça arayacağım seni görene kadar
Senden bir ses arayacağım bütün şarkılarda
Senden bir gülüş arayacağım bütün kahkahalarda…
Ve sen aklımda oldukça yarınlarda
Günümün sabahı ve akşamında…
SEN!


Eski sözlerimi unutup
Rüyalarımı bile sana verip
Geli versem yanına
Uzanı versem yanına boylu boyunca
Nedensizce seni yalnız seni sevip...

not defterime düşenler 121/11= XI


yaptım
gördüm
bildim
ve sevdim

bütün denize kıyısı olan sokaklardan geçtim
hep leb-i derya evler düşlüyorum
adalar ülkesinde bekleyen sana deniz kıyılarında daha yakın olduğumu düşünerek
ve bir gün geleceğini bilerek
bilmekten çok hissederek
içimde bir yerler hazırlıyorum...
biraz ürkek
ama yine de severek...
beklemek bekelmek beklemek...

5 Temmuz 2008 Cumartesi

not defterime düşenler 100-90 = X

(fotoğraf bir kış günü istiklal caddesinde...)
Düşünmek yahut yazmış olmak için yazmak istemiyorum...Oysa sosyal mastürbasyonun bir halide bu olmalı. Gün içinde değişken ruh hallerim, gelip ve giden kareler... Hayatttan kesitler... Dakikalar sonrasını bilmeden yaşamak, oysa dünyanın geleceği hakkında ahkam kesebilmek... Öleceğini bilerek yaşamak! Ne tezat! Ama yine de yaşamak...
Aziz okuyucu ile bir diyalog kuralım...
-Benim okuyucularım ve dinleyicilerim hep
susmakta...
-İlginçbir iletişim var (!) Sitem felan etmiyorum...
- He bu arada paranoya felan da değil, görüp takip ediyorum; kimler geldi..kimler geçti...
Aziz okuyucu biliyorum seni! Ve senin gibileri! Fransa'nın Tours kentinden bile girip 5-10 dakika oyalanan var...
-Hani kendim yazıp kendim okusam...belki daha mı iyi olur?
- Yok egom nerede patalyacak o zaman?
-Bulursun ya bir yerler...
- Üşengeçsin işte...
-Üşendim ve geçtim...
Aziz okuyucu bu gece birşey yazasım; kelimelere takla attırasım YOK!

2 Temmuz 2008 Çarşamba

not defterime düşenler 10-1= IX


boş ver o zaman
bir insiyak anın tutar senin de..
karşı koyamazsın
büzersin dudaklarını
bırakırsın bedeni ve ruhu bir yabancı ele
uyur musun bilmem bir başka sine de
boş ver; geçmişe ve geleceğe
anı da yaşama...
unut ne varsa derinlerde
gitsin mi? bitmesin mi mısralar?
sonra bir de rüya görsen kim bilir kimin kollarında
içinden geldiği gibi
ve bitmişlik dünde ve yarında
"hey olay bildiğin gibi değil aslında...
hiç sevmemiştim seni!" diyebilsem mi?
sonra kaçıp tekrar gitsem ve gelsem mi?
sorularımı bir yere karalayıp...
ardı sıra şiir taklitleri yazıp
hepsini silsem mi?
en az zarar en çok kar denklemine şerhler düşsem
hani sen ben o biz siz onlar...
hep beraber bizlerle üşüsem
yeter ama çok oldular!
başlamadı başlangıç...
bitmedi bütün sonlar