23 Temmuz 2008 Çarşamba

not defterime düşenler (4x5)-3 = XVII

Ezanlar ve ayinler dolusu...
Sabahın güne en yakın saatinde erkenden fırlamak yataktan ve günahlarını bilsende çok sevmek...En azından sevdiğine inanmak. Bilmem kaç parçaya böldüğün kalbin bir süre sonra kanamaya başlarsa ne ile tedavi edceğini bilerek yaşamak, uyumak, uyanmak ve ölmek...
Verilen son nefesinde ilk nefes gibi ciğerlere yaptığı baskı için çokca kıymet bilmek...Bilebilmek...Bildiğini zannetmek...
Silikleşen kareler ve gölgeler...
Eski zamandan kalma bir derviş taklidi olarak yaşama çabası modern dünyanın duvarlarına çarpıyordu. Ve ben ne kadar kendim olmak isterken bir başkasından o kadar uzaklaşıyordum... Gün gelir kendim olmak için benden de uzaklaşır mıyım?
Aziz kitle!
Cevap arama sorularımın hiç birine. Aklının ucu "hiç"e dokuna bildiği vakit aklına mukayıt olsanda başka şeylere mukayıt olamazsın. Çok sevsen de, gün gelir...
Ah! Kül rengi kediler!
Ayinler ve çeşmeler kadar sevsem de
Anlayamıyorum sizleri...

Hiç yorum yok: