16 Ekim 2009 Cuma

cadde-i kebir marşı


kalabalık..engelliyor yürümeyi
omuzlarına çarpıyor insanlar birbirlerinin...
erkekler ve kadınlar izdihamı
gayler, transeksüeller, lezbiyenler...
insanlar
yok ki kalabalıkta asker tek tip nizamı
isyanda düzen yoktur
düzülür zira boyun eğdikçe...
ram olur hükmüne bir düdüğün ve mentalitede tecvüz başlar
7.62 mm lik şakırtıları bilmez alkış tutanlar
kaba etlerini zevk ile sunanlar...
kan gelir öpüştükçe...

nihavend bir ayin başlar galata mevlevihanesinde..
"Yek demî gavvâs bûdem ber leb-i deryâ-yı aşk..."
giriş ücretide yoktur
zira saat epeyce geç
bir bar
bir mezar
bir mevlevihane
açıktır...
yıkılır dünya ki sanılırdı şahane
ney susmaz
mey de dökülmez...

bir aşık
bir maşuku tenhada bulur
tecavüz kaçınılmaz son
ayin başlar ve biter tekrar tekrar...
sahibinin sesinde bir plak kırılıncaya dek...
(16 ekim 2009 akşam saatleri...yorgun geçen günlerin ardından...gözlerimi kapattıklarımda gördüklerim...)

9 Ekim 2009 Cuma

dur gitme


dur gitme
kal
unuttum say bütün söylediklerimi
ama gitsen de yine gel
ara ara rüyalarıma sadece

aradan 4 mevsim 1 yıl geçti
haberin geldi geliyormuşsun
üzüldüm sevinemedim oysa
kader kimi kime seçti?
yaşıyordum farzettim yokmuşsun
akıyor burada hayat
istanbul hala kilo alıyor
kuzey ülkeleri hala soğuk...
ben artık ben
sen artık sen'sin

güzel günler...iyi dilekler...