15 Eylül 2009 Salı

kuklalar da ağlar...ıslanır ipleri

kuklaların ipleri gözüme ilişirdi...tüm gerçeklikleri kaybolurdu yukarıda ve aşşağıda onları yönetenleri gördükçe... gerçekliği kaybolur hayatın Tanrı'yı düşününce...ben bir kuklayım.. iplerimi kesmek, onlardan kurtulmak istedikçe onlara dolandım durdum... makastan hep korktum. canım çok yanıyordu anne... babama göre sünent olmalıydım. korkardım erkek olmaktan.
vuracaktım ve kırılacaktı.
sert bakacaktım ve küfürler edecektim
sikecektim...sevdiklerimi ve nefret ettiklerimi aynı anda.. ne cinnet hali Tanrım
küfürleri bir kaç gecede ezberlemedim ben... fizikteki mezkez kaç kuvvetinin formulü değil ki bu...

anne ben senden yoruldum. yeter dedim susmadın. elimi kaldırdım. sıktım yumruğumu
ve o yumruk kaç defa sıkıldı
kalp kaç defa ritim atladı?
artık uyuyabiliyordum sanıyordum geceleri
gece nöbetçisi gece nöbetlerine uyandırıyor oysa hala
ben ise hep uyanığım


yumruğunu sıktı kukla anne...babam ellerine dolaştırmış ipleri...hasta olan dedem...ipleri nerede? gittikçe daha inceliyor. kopacaklarmış dedemin ipleri. doktorlar öyle söyledi. sonra özgür olacakmış. yerin altından yollar varmış gök yüzüne... ve göz yaşları varmış... tebessüm ederken düşermiş yüzlerine insanların
ama meleklerin tebessümleri var mı?
ah ne ızdırap hali...
tapınmaktan uzakta bir yaşam
tanrılar dağı neden hep soğuktur?prometheus 'un ateşi...

neyse...anne ben sıkıldım. yetmiyor evimin duvarları
sokak beni bekler mi?
ölüm hangi köşe başında?
ben zor olanı tercih ettim...ölmeden önce deştim yaralarımı
çok kanadı
çok acıdı
ama sesimi çıkartmadım.
bol küfürler işittim....hep benimle anal ilişkiler düşleyen/söyleyen insanlardan
gözümü kapadımsa da kulaklarım hep açıktı...
görmedim ama duydum

elinde silahlı kuklalardık biz...iplerimiz karma karışık
hiç bir kuklanın ipini kesmedim anne, baba, kardeşlerim, dostlarım, sokağım, mahallem, beldem, şehrim, ülkem, dünya ve insan...

bekledim...bir gün gelir
kuklalar da ağlar...ıslanır ipleri

Hiç yorum yok: