15 Haziran 2008 Pazar

not defterime düşenler 66/11 = VI

öyle geç bir vakitte değil, gündüz gözüne... evime ve yatağıma koşuyorum. bayılabilirim biliyorum, ama yine de...

kimden kime kaçıyorum?
kendimden kendime mi?
kaderimden kaderime mi?
Soru sormak yahut cevap vermek istemiyorum
.....


şimdi aradım...hala yolda...saatlerdir ayakta...nasıl da yorulmuştur o narin ayakları. acaba dinlene bilecek mi vardığında? yahut laktik asit krizlerinde midir kas dokusu... kalbinin ritmi ne durum da? o kadar narin ki aslında, beni de narin zannediyor çoğu zaman. o'nun kadar olamam. hani kendinden bile korkar ya insan. SANIRSAM o haklı, hem de KESİNLİKLE -tarif edecek bir kelime bile yok! NE BENİ, NE DE ONU...

istediğimi çok iyi biliyorum...
iki gündür kalbimde ritmik bozukluklar var
çevreme karşı tepkilerde farklılaşmalar, annem az evvel çamaşırları toplaMA dedi, ben ise topladım. neden bilmiyorum. sırılsıklamlardı. nasırlı ellerimi ıslattılar toplarken. SANIRSAM o 'da anladı. oğlunun medeni durumunun AŞIK olduğunu. eve geldiğimde (hani o yatağıma koştuğum fasıl, 5-10 satır yukarıdaki fasıl) işte orda da anlamıştı.

dudaklarım hala yanıyor. o'na da söyledim bunu. sıcaklardandır diye düşündük ikimizde. oysa şimdi anımsıyorum. onu ilk gördüğümde elimdeki ıhlamur çayından hayli büyük bir yudum aldım o anki avarelikle. umursamamıştım halimi. iki gün sonra anladım ki dudaklarımı yakmışım.
(bakınız züleyha faslı )

işte öyle. şiir yazasım da yok. ya hiç yemek yemiyorum; yahut sebepsiz yemem gerektiğini düşünüp midemi şişirinceye kadar bir şeyler atıyorum ağzıma. anlaşılan zor günler. aşka alışmak lazım biraz. ah! o da yardım etse! girsek birbirimizin koluna; ve destek olsak... (birömür boyu diyerek hülyalardan kurtulmak istiyorum- DÜŞÜN Kİ BALIK BURCUYUM VE İLK DEFA HAYALLERİME BİRİSİ İÇİN GEM VURUYORUM-...

korkutucu bir şey mi?
ASLA
tebessüm etmeliyim. anlaşılan güneş çarptı beni. boncuk boncuk terliyorum. (BAK ONU FARK EDEBİLDİM EN AZINDAN ALGIMDA AÇILMA VAR- bugün onu gördüm ve dokundum ona, öyle iyi geldi ki. keşke özlemeyi de unutsam...ondan başka bir çok şeyi (geldiği trenin varış saatini, film baktığımız dükkandaki şapkamı, kayığın sol küreğinin ters geçirilimiş ipini...) unuttuğum gibi.

Hiç yorum yok: