10 Haziran 2008 Salı

not defterime düşenler I

Hep şiir yazmak, yazan için eziyet; okuyan için de öyle olacak... En iyisi birazda bir şeyler karalamalı "sade" ve büyük kelimeleri çiğnemeli... Ey okuyucu! Bak bu yazan adam(cık) "..." bu üç noktayı çok seviyor. "Hayatını yazar mısın?" deseler bol bol "..." 3 nokta kullanacak.
İngilizceyi henüz 10 yaşında "fill in the blanks" mantığı ile öğrenmeye başladığımdan bu yana; boşlukların hepsinin dolması gerektiğini düşünerek yaşamam öğretildi bir çok kişi gibi işte...
Gay'lerin arasında yine onlardan biri olduğunu düşünerek dolaşabilmek bile bir bilinç düzeyi olmalı. Hani tanıdığı birinin profilini görünce "Aaaa! Bu da mı gaymiş!" diye şaşıran kişiye o sitede ne aradığını bir hatırlatmalı. Hani kedi bir uvzunu temaşa kılmış bir an; bambaşka şeyler düşünmüş. İşte o misal...
Haftada 3-4 partner değiştirse de "namuslu" insan sıfatı ile gezebilenlerde bir dolu... Hoş gerçi burada belirtmeli ki; namus (Aziz Nesin'in bir hikayesinde belirttiği üzere bir gaz gibi...) bulaşıcı, akışkan, yüzyıldan yüz yıla değişen toplumsal paradigmalara göre farklılaşan bir şey... (bundaki değişimi günlük, gecelik, saatlik... şekillerde de görmek mümkün bkz: piyasadaki "gay" chat kanalları ile "bir kısım" gay -date sitelerindeki profiller)
Şimdilik bu kadar ey okuyucu(!)
Kapital sistemdeki hedef kitle olmamak dileği ile diyelim. ((Hayli devrimci bir bitiş/başlangıç oldu. Henüz devrim yapan bir -delikanlı-ya bu toprakların modern yüzyıllarımızda rastladığını düşünmüyorum. ŞİŞİRME İLİŞKİLERDEN ve sulandırılımış herşeyden uzak durmak dileğiyle.))

Hiç yorum yok: