7 Haziran 2009 Pazar

Hermes! Dur ey tanrılar ulağı!


aşk oyununda kurallar değişmiş... ben yalnız oldu olalı. "nasıl kişilerden hoşlanırsın ?" diye sordu birisi... afalladım. cevap veremedim. sonra ...inandığım ve mukaddes saydığım herşey üzerine yemin edip BİLMİYORUM... dedim.

bir defa ateş kalbe, perde göze, fısıltı kulağa düşmüştü... o günlerden sonra... oyun bozuldu bozulalı ciddi ciddi bilmiyordum. hala bilmiyorum da. kendimi bilmemezlik değil bu!...

sigara içmezdi; içmiş
alkol kullanmazdı; kullanmış
küfürlü konuşmazdı; konuşmuş
güleçti yüzü; somurtkan
düşünceliydi; duyarsız
sözlerimi dinlerdi; dinlememiş
elimi tutardı; tutmamış...
.... OLMUŞ OLSUN... ne değişirdi ki?...HİÇ BİRŞEY...

gözlerimin içine bakardı; bakmamış OLSUN...

HAYIR değişmezdi demeyeceğim bu halde. gözlerimin içine baktı. güldü. tebessüm etti. güzel sözler söyledi. nasıl olduğumu sordu. elimi tuttu. kucaklaştık. ellerim şaşkındı sevişirken dahi.

ülkemin ıssız bir köşesinde az biraz unutulmuş bir adasının, en unutulmuş bir yerindeki, en unutulmuş elektirik ve suyu olmayan bir bağ evine gitmiştik... herşeyi unutmuştuk. kendimizi ve kim olduğumuzu bile... işte yeniden doğmuş olmak. gecenin yıldızlarını ve o sessizliğini hissederdik.
oysa gözlerimin içine bakmasa... olmazdı!...

BULDUM! Ey haberci! Ey gemilere klavuz olan Hermes! Dur ey tanrılar ulağı! Tanrılar dağına uçur bu haberi... gözlerimin içine bakacak birini bir daha....

gerisini yazamıyorum. özür dilerim.

2 yorum:

prometheuss dedi ki...

gerisini mutlaka okumak ısterız boyle guzel bır hıkayenın...

Avare Pervane dedi ki...

yazdırtırsa biri...neden olmasın