14 Haziran 2009 Pazar

ağlardı varlık içindeki büyük tutsaklığına...

kendi ormanının bekçisi bir arslan... yaralanıp esir düştü bir av partisinde sultanın... olanca gücü ile karşı koymasına rağmen. ormanından, kendine ram olmuş diğer hayvanlardan, güzel etli ceylanlardan, berrak sulardan... kısacası özgürlüğünden oluvermişti...

sultan onu aldı bir güzel kafese (çelikten işlemeli altın bir kilidi olan kafes hem de! ) koydu .sergilediği diğer hayvanların da bulunduğu, sarayın hayvanat bahçesinde bir bölüme yerleştirdi. şehzadeler, beyzadeler, harem kadınları, meraklılar, yabancı elçiler... hepsi hergün defalarca onu seyrediyor... izliyor... dehşetle bakıyorlardı çehresine ve kuvvetli vücuduna... o ise oralı olmuyor... başka yerlere kafasını çeviriyor ara ara kükrüyordu... önüne hazır et parçaları atılıyor ve sırf ölmeyecek kadar yiyordu onlardan.

oysa diğer hayvanlar kendilerine sunulan yiyeceklere adeta saldırıyor, ziyaretçilerine türlü şirinlikler yaparak onların gönüllerini almaya çalışıyorlardı...

gece olunca. yani saraya, sarayın bahçesine sessizlik çökünce. meşaleler loş bir aydınlık verince etrafa... herşeyi aşikar kılan güneş kaybolup ay yerini alınca gecelik saltanatın... işte o zaman... ama sessizce, ama bir köşede... tüm insan ve hayvanların gözlerinden uzakta... sessizce bir köşede gözleri ıslanırdı arslanın...
ağlardı varlık içindeki büyük tutsaklığına...

......

kafeslerin bir kaç yüz metre ilerisinde ise...sultan kendi odasında... ayrı düşünce cariyelerinden ve çocuklarından... sırkatibini de yolalyınca yatması için... kapatırdı odasındaki bütün kapı ve pencereleri... söndürürdü son yanan kandili de!...çünkü gece örterdi herşeyi!

sessizce...kimse görmeden... duymadan... hıçkırarak ağlardı... o devasa toprakların hakimi olmasına karşın... bin bir milletin önünde diz çökmesine karşın, her türlü şeye sahip olmasına karşın...

o da ağlardı

küçük bir şehzade iken yapamadığı yaramazlıklara... aşık olmak isteyip de olamadığı kadınlara... kalkıp terk etmek istese de terk edemediği törenlere...

varlık içindeki büyük tutsaklığına...

sebeb ne olursa olsun...ağlamak gecenin işidir der her bilge. sessiz olmalı. gündüz ise tebessüm etmeli... rollerin en büyüğünü en büyük sahnede yapmalı. Jung'un personalarından kaç tane eskitmeli?

Hiç yorum yok: