3 Haziran 2009 Çarşamba

ben'in zindanlarında...

ben'in zindanlarında bir gece ve iki günün ardından...
arkadaşımın alkole benim ise kahveye düşkünlüğüm sonucu ;kafein krizlerinden kurtulamadığım
bir günün ardından mide krampları, terleme nöbetleri, saçma sapan rüyalar...

hepsinin ardından sabah olmuştu ya! sabahın kıymetini, güneşin güzelliğini, müezzinin sesinin sadeliğini, karşıki limandaki gemilerden gelen makina sesleri... hayat yeniden ama bir yerlerden başlamıştı!

elimi yatağımın baş ucundaki kitap kümesine attım. yine yine ve yine aynı kitap geldi elime. rast gele bir sayfa açmaya çekindim...sonra kayıtsız kalamadım. yine aynı sayfa ve aynı bölüm denk gelmişti;

"...Şu anda daha yolun başındasın ve başlangıcın ne büyük bir saadet olduğunu bilmiyorsun. Birçok fırsatlar sana ulaşmak için sabırsızlanıyor, birçok başarılar, nimetler, aşklar ve lezzetler karşına oturmuş, yolunu gözlüyor... Artık sen babasını kaybeden bir çocuk gibi değilsin, sen artık babanın çocuğu değilsin, kendinin çocuğusun, sen kendinin çocuğu olmak, yeniden doğmak, başlamak, bağsız olmak, geçmişi olmamak, hiçbir hatıranın ağır yükünü taşımamak, lekesiz ayna olmak nedir bilir misin? Bilmiyorsun, ama ol!..."(Ali Mezinâni - Yalnızlık Sözleri II)

kitabın sayfalarında daha fazla dolaşmama gerek yoktu...düşünmekte istemedim. ney'ime nefes verdim ve sabâ perdesinden ilk seste karar kıldım...

Hiç yorum yok: