21 Mayıs 2009 Perşembe

bir akşam üstü...

deniz kıyısında koşuyordum...rüzgar yüzüme yüzüme vuruyordu kum taneciklerini...ilerde ufacık bir kız çocuğu yürüme çabası içinde! belki 10 belki 11 aylık. bir yılını daha doldurmamış bu dünyadaki... saflığın belkide doruk noktasında biryerlerde... babasına doğru yürüme emekleme arasında gidip geliyor... ufacık dünyasında kocaman insanlar var! bir an duraksıyor. az ilerideki el ele tutuşmuş yürüyen bir çifti görüyor. parmağı ile işaret edip ağzı açık kalıyor...

bir ufak bedenin aşkı ilk gördüğü an mıdır? yahut mana vermeye çalışması mı?

bir kelime arıyor! biri kulağına eğilmeli "aşk" demeli... doğan her bebeğin kulağına okunan ezan gibi! evet aynı onun gibi olmalı...

........................

tıpkı öyle şaşırmıştım ilk çocukca aşık olduğumda... şaşırdığım kendi halimdi... ellerim şaşkın, cümlelerim yüklemsiz kalmıştı. nutuklar çeken ben sessiz sakin bir adam olu vermiştim. ağlamıştım üstelik...

o ufacık kız çocuğuda büyüyecekti. kalbi çalınacak, alınıp satılacak -ki muhtemel- o da kalpler çalacak , alıp satacaktı!

her defasında aynı şaşkınlıkla kala kalır mı bilmiyorum...


"Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana
Sevginle gireceğim toprağa
Sevginle çıkacağım topraktan"
Ömer Hayyam

Hiç yorum yok: