18 Kasım 2008 Salı

aşık aşkın kıymetini bilien; değil sen...

kaçar giderim ben de...
kaderimden yine kaderime
yahut; her sıkıntıdan göğüs kafesimin içindeki hayal dünyama
bütün dertlere bir sünger çekimi gibi
bir kafile içimde Nil'i geçer Musa'ca umut ekimi gibi...
geri de bıraktıklarım oysa önüme çoktan geçenler mi?
ben sussam bir ayin başlar mı?
konuşmalı mı yoksa susmalı mı... karasız kalmamak gerek
ne desem boş oysa dinlemekten de sıkıldım
tel örgülere takılır dostlarımın sözleri
hep kanatsa da ellerimi... bilirim yalan söylemez ki gözleri
....
eskiden olsa yine resitaller dinler ve şekersiz kahve içerdim
üstüne bir de en üst mertebeden bir küfür...
ardından bütün ışıkları söndür...
düşün tâki yüz bin yeni düşünce gelene kadar aklına
ve dua et!
inanmasanda rol kes ve göz yaşı dök...
bütün mezar taşlarını çürüyen dişler gibi tek tek sök!
düşler cam kırığı zaten...
sen hep ben mutluyum farz et...
aşık aşkın kıymetini bilien; değil ben...

Hiç yorum yok: