27 Eylül 2008 Cumartesi

geç bir vakit


Kaç defa aşık olmak gerekir? Yalnız kalmak için kaç defa terk edilmek... Hep biteceğini bilerek yaşaya gelmek. Hep yabancı bu çehreler bana. İnsanların belagat iddiasındaki cümlelerini okumak/dinlemek /yorumlamak artık omuzlarıma yük olduğu kadar, kalbime de sıkıntı!

Bankları seviyorum. Ahşabın huzuru, sakinliği... Toprak ile bağlantısı olmalı!

Hep eski şiirleri dinliyorum, kendimi tekrar etme pahasına!...

geç bir vakit- bostancı istasyonu... 22:... bilmem kaç banliyö treni bekleme salonu...

banklara kazınmış şiirler, yazılar, anlamlı -anlamsız sözler hakkında konuşuyoruz arkadaşımla...
"halk edebiyatının seçkin örnekleri "diye takılıyorum...
az ötede oturuyordu "o"...
yanında 2-3 çeşit çantası vardı...biri sırt çantası olacak... uzun , ince, siyah ve düz saçları vardı... bakmak istedim....bakamadım gözlerine ilk seferinde.
başımı refleksel bir hareket ile çevirmiş olmalıyım... o da kalkıp bir bank yakınıma oturdu... arkadaşım yağan yağmur ve bekleşen kedilere dalmıştı. ufak bir zaman dilimi kalmıştı kendim için....

aramızdaki banka yazılanları okumaya çalıştı, benden yardım istercesine baktı gözlerime...hatırlıyorum galiba kahverengiydi saçları arkasına saklanan gözleri... ben de baktım -ama bir anlık durgunluk ile- birşeyler söylemek istedim... neden hala bilmiyorum açılmadı dudaklarım. belirsiz bir ifade vardı yüzünde...

banliyö treninden evvel şehirler arası bir tren gelmişti... tam o anda...yerinden kalktı, çantasını sırtına aldı... "işte gidiyor..." diye düşündüm.

keşke gitseydi....

Hiç yorum yok: