15 Şubat 2010 Pazartesi

çok mu uzaktır

*

Çok mu uzaktır beklediklerimiz? 
Kim kaçtı ise ardı sıra koşan dünya...
Kim kovaladı ise kaçan dünya...
Bekledikçe gelmeyen
Müphemleşen
Silikleşen...

Kalbin kaldırımlarında otursam
Kaldı ki mevsim yaz olsa
Yazdan kalmış kışa biz razı iken
Şubat 14 saat 12:00...
Günlerden pazar
Sabah için hayli geç;
Öğlen için ise oldukça erken...
Sıkışıp kalan ezan sesi o dar sokaklardan kıvrılıp ilerlerken
Bir demet gül! Haydi birini seç!..
Aklını oynattıracak güzellikte bir adamın
Tebessümler...
Fare ölüleri sokaklarında Moda'nın
Ah bir ıslak bir sıkıntılı hava...Tıpkı bir akşam üstü Diyar-ı Bekir'in
Gece özgür olmak ne ise esaret odur pazar sabahı boş şehirde
...
Bir beklentim kalmamış 
Özür dilerim anladım.
Noktayı ne kadar sevdiğimi
Ve acı çektirmeyi kendime bir görev bildiğimi...
Kalbin kaldırımlarında gezdiğimi
Oysa hiç girip yanmaya cesaret edemediğimi...
Korkak...
Alçak...
Hiç bir annede yoktur bir fahişedeki cesaret...
Kaldı ki fahişe anne olmuş olsun...
Ve havaya, suya , güneşe esaret....
Ruh ne özgürdür oysa uykuda...
Gözler kapanıp havalandığında...
Rüya olur adı...
O gerçek biz yalan
Biz gerçek o mu yalan?
Atılmışlık bu dünyaya...taki bir hıçkırık
Var hadi birazcık da sen oyalan...
...

(*Fotoğraf çalışması için Erkan'a teşekkürler)

Hiç yorum yok: