26 Aralık 2014 Cuma

firar

saat çok geç, artık uyumalısın ve ben gitmeli.
çok çalışacaksın ve yorulacak naif parmak uçların.
anlaştığımız gibi devam etmeli
sen hiç arkana bakmayacaksın...
ardın sıra koşturacak melek!
şah damarın parmaklarımın arasında
sade kan değil akıp giden
nice hatıra geçmiş ve nice ümit hep gelecek!

bilirsin ama ben yine söylemeliyim...
affedersin...
özür dilerim..
lütfen
rica
ve iltifat ile...
evet evet....
kayıtlara geçsin lütfen beyefendi.
akşamın bir vakti,
benim çocukluğum
senin yüreğine firar etti.





1 yorum:

Unknown dedi ki...

Herkes bir gün, bir yerlerde, bir şeylerden, birilerinden firar etti, ediyor, edecek... Nereye kadar bilinmez...

Bazan başlarken, bazan devam ederken... Ama inanmalısın ki, en acı veren firar "başlarken firar etmek"...

O ne kırıklık, o ne burukluk, o ne sükut-u hayaldir anlamana mümkünât yok! Hani Çengi Naciye diyor ya; "Eline bir kavanoz bal vermişler, dışından yalayıp duruyorsun...".

Asla firar etme...
Ne hiç bir şeyden...
Ne hiç bir kimseden...