27 Ağustos 2009 Perşembe

dolgusal bir hayat

ofis ortamı...kalvye, yazıcı, fotokopi makinası, telefon ...sesler sesler...en çok insan sesleri...
üstüme üstüme geliyor bazen. yığınla önümde biriken dosyalar dosyalar...çalış çalış çalış...

en ergonomik oturuşu bulana kadar 10 saatlik günlük mesaim doluyor zaten...ve hiç bitmiyor...sorunlar/sorular...

çalışmanın zahmeetinden değil yakınmam...dört duvarın belki fazla rahatın üstüme üstüme gelmesi...

bazen amfiyi özlemiyor değilim...şimdi istifa mı etmeli? işsizler ordusuna mı katılmalı? belki evet de...ya yarın? ilk günün hovardalığı geçince?...bugünü yarının kaygısı ile dolduran ben...dolgusal bir hayat sunuyor tercihlerimiz...

bütün bunaltının içinde..gözleri gülen bir kız bakıyor bana ...ve içten bir tebessüm gönderiyor bana...
-kolay gelsin
-teşekkürler...

1 yorum:

VodviL dedi ki...

Anın tadından bahsederken dünyanın hakimi olan yazarımız bırakmak istiyorsa bırakmalı o saçma iş saçmasını.Yarını düşünmeden,

Asaf'cığımı öperek selam ederim

...Yarın
Yarın yokki.