18 Ağustos 2009 Salı

banliyö...tedirgindir aşk'a


düşlerimdeki yeri buldum sanırsam...sanmanın iç sıkıntısı ile birikmişliğin ızdırabı...

yorgun geliyorum akşamları eve...biraz meyve ve yemiş ile geçiştirmeye çalışıyorum midemin açlığını. açlığa alışmalıyım...az konuşmaya az uyumaya az yemeye...

ama asla oalmayacağım şeylere öykünmemeliyim!

dün gece kendimi sarhoş iken gördüm. öyle mutlu idim ki...olmayacak şeyler bizi deli gibi mutlu eder...ki mutluluk da özünde bir delilik taşır

her köşe başında bir geçmişim ile karşılaşıyorum. ve o profesörün dediği doğru...

"zaman kaybolmuyor"

hasan sabbahı bulmalıyım. ruhum avazlar içinde acem diyarının trajedilerine, yalanlarına, fikir karışıklıklarına saplanmalı ve kalmalı orada...

alamut ebedi kartal yuvasıdır. şimdi ise paris'te, londra'da, berlin'de, tahran'da, istanbul'da, atina'da, kahire'de, barcelona'da, dublin'de, aşkabad'da, grozni'de, buhara'da, new-york'da...
yeryüzünün dört bir şehrinde...banliyölerde yaşıyorlar...
fare yuvaları değil mekanları...göktelenlerde de yaşamıyorlar...
ne şehrin dışında ne de tam ortasındalar.
hayatları da, mekanları da...
banliyö arada birazcık uzakta...
ama tedirgindir aşka

Hiç yorum yok: