17 Şubat 2009 Salı

sabaha karşıydı...en çok da kendime karşı...

"dönüştür ey kalbim!
bahçeli eve...
anlamı ezen o makinaları!..."
m.a.i.
taştan ve çelikten yapılar bekliyordum...çelik kafesler içinde...açık gök yüzü kilitlemiş yarınımı ve dünümü geleceğimin kaygısı. en çok da ailem üzülmesin diye sabır!!!
gece karanlığında evimden binlerce mil uzakta babamın gölgesini arıyorum. dinlediğim bütün Um Khoultum parçalarını ufak ufak mırıldanıyorum...ara sırada dua ediyorum ...sabah olsu diye!
serçeler geçti yanımdan...ben hareket etmez iken kondular başıma ve kollarıma...hiç üşümemişlerdi... çelik soğuğu işlemez olmuş onlara...evlerine yakınlardı. hasret dedim? sustular... ben de sustum. bir süre bakıştık ardı sıra... anlam veremeden çekip gittiler... aklımda 8-10 yaşımdan kalma tramvalar, kulağımda rüzgar, çatlak dudaklarımda bir kaç yüzyıllık bir türkü...güneş doğuyordu serçelerin konduğu dalların ardından...

Hiç yorum yok: