10 Ağustos 2008 Pazar

"vaazlar ve monologlar'a" ufak bir ara

Çıktığı kayaların üstünden, ego'su ve tüm benliğinden dolayı indirilen "hatip" boğazı kuruduğundan, canı sıkıldığından, anlaşılamadığından değil de...
Sadece kendi benliğine kırbaç indirmek...
Havaya kalkan burnunu toprağa sürtmek için kendi kendini...yine kendisinin uydurduğu bir görevden azlediyor...İkinci (ve her ikinci gibi ne zaman geleceği belli olmayan) bir karara kadar...

Vaiz kürsüden...
Yani kürsü süsü verdiği...Mesih'den taklit ettiği kayalardan...
Beyin kıvrımları arasında ağır ağır iner...
Etekleri çamur ve balçıktır...
Yukarı da ise ne kadar temizdi elbisesi
Ve herşeyin eskisi
Değiştirilir iken yenisi
Alır yerini...
Bilmem kaç taksite alınıyor derviş hırkaları şimdi?
Hırka yerine polar kazaklar giyiliyor
Çokca terletse de...
Vaziyet idare ediliyor
Ve vaiz kürsüden iniyor!
Cennet - cehennem arasında kurulu kulelerden kimler bakıyor?
Kadınlardan yüz çevirip
Erkekler arasına girip...
Bir kez daha soruları unutuyor..

Ve vaiz kürsüden iniyor!
Derviş dönüyor ve dönüyor...
Mevleviler neylerini kırıyor tam dördüncü boğumun sonundan
Ve dördüncü selamın hemen arkasından...

Ve bir hançer
(bu şiirin ve'lerindeki vav lar misali...)
Saplanıyor vaizin egosunun kalbine...