17 Ağustos 2014 Pazar

ağır geliyor

Yağmurun cama çarpması
Bebeğin yüzüme dokunması
Bir kadından iltifatlar
Protokol konuşmaları
Makina sesleri
Şiirsel müzakereler...
Ve iyi dilekler
Temenniler...
Özledim hepsinden ayrı
Kendimden ğayrı
Seni.
Sen sussan da olur
Konuşansan da
Söylesen de
Söylensen de
Kalpte hepsi bir
Bir sende
Sen birle
...
Ben sussam da olur
Söylesem de...
Sevsem olur
Sevmesem ölür
Bir kelebek kalbimde
Hem de gece!
...
Öte yana geçer kalbimde bir his
Nerede mağara
Nerede Eflatun?
Sen misin gölgede?
Mağara işte bu bir göz oda
Şu masadaki yarım limonata
Biraz ben, o da...
Senden kalan koku
Yok hiç hatıra
Gitmedin ki
Göndermedim ki
...
Sensizlik bir uyku
Varlığın ise sanki rüya.
Bir daha
Bir dah
Bir da
Bir d
Bir
Bi
B....

14 Ağustos 2014 Perşembe

intizar

Hanidir duvarımda asılı şu hançeri
Alsan,
Ve eğer sahiden yarsan
Yarsan,
İman tahtasından
Sol yana
Açsan da görsen
Nice sabır taşı bekler sevdiğini
Geceyi güne
Sabrı yola
Her ikisini takvimde bir sonrakine katıp...
Bekleyen...
Sanki ben değilim.

Yarını düne satıp
Ansızın çıkıp gelebilmenin
Özlemi bile
Değil sevgilim.
Zira yaşanmamış bir an nasıl özlensin?
İcilmemiş suya hangi ceylan kansın?
Öyleyse yeridir
Bu yürek bir parça sen
Bir parça ben
Biraz biz yansın

Sen iyisimi beni dinle
Şu duvara asılı hançer...



7 Ağustos 2014 Perşembe

iki arada

Bu dünyada; nice latif söz, nice iltifat ve nice iyi dileklere mani haller vardır.
Zira iki insan arasındaki engel çoğu zaman
Dağlar, denizler, okyanus veya banka hesap bakiyeleri değildir...
Öyle durumlar vardır ve trajedya başlangıçları...
Bülbülü gülden ayırıp ona;
Gül kokusunu, gül resimlerini , gül hakkında yazılmış şiirleri satmaya benzer bu hal...Hastanın reçetesindeki ilaçları eczaneden alıp kullanmak yerine ; şifa niyetine sabah ve akşam tok karna ilaç isimlerini okumasından farksız.

Bütün bu sıkıntı ve trajedi yumağı ateş olur düşer talibin yüreğine.

Öyleki talip susarsa o ateş köz olur; konuşsa alev bulur...ama illaki yanar talip.

güçsüz bileklerim ile yazıyorum

Gecenin yarısı geçti ise
Ve ne sen balkabağı
Ne de ben fare
...
Yüklemsiz cümle
Sesiz gece
Ve ne sen yelkovan
Ne de ben akrep

Oysa hey sen adam!

Gözlerin vallahi güzel değil,
Ne kaşların,
Ne de yüzün...
Sana ait olmasa.

Yastıkta koku
Özlemde bir telaş
Soru işaretleri yolum üzeri
Aslında hepsi yitirmek korkusu
Sanki çalmıştım.



6 Ağustos 2014 Çarşamba

tohum

Atkestanesine ,
Küle,
Hiçbir şeye,
Bembeyaz sayfaya
Ve kalan sayılı nefese hürmetle.

Geceler ne kadar kısa ve gün ne kadar uzundur
Saat ölçeğinde
Ardı sıra kaçan ve kovalanan
Değil akrep
Değil bir yelkovan
Kelime belleğinde
Söz dilinde
Göz hizzanda
Beklemeye başlamaktır
Bin bir nefes niyeti ile

Gök kubbenin altında
Zahmetinden kaçmak için
Yağmurun, güneşin, rüzgarın ...
Kendi kubbelerimizi inşa edebilmek
Yine Gök kubbe altında
Mukarnaslar vari
Kemerler örülü
İç içe
Kompleks
Ve hüzünlü harcı Horasan
Acımızda erisin diye yağmurla.
Tutsak kılmasın diye bizi mekan
Zira tüm aşıklar ve maşuklar bilir ki
"Padişah konmaz saraya hane ma'mur olmadan..."


3 Ağustos 2014 Pazar

yeniden

başlamak...
hiçbir hatıranın yükünü taşımıyorsanız geride,
ne kadar rahat bir eylemdir.
nice yollar vardır yürünecek,
nice engeller vardır aşılacak,
nice kolaylıklar vardır imdada yetişecek.

ne okuyucu eski okuyucudur,
ne yazar eski yazardır.

hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...her zaman.
ırmak akacak.
aşık irfan ile yıkanacak.
susayan suya kanacak.
Mecnun Leyla'ya kavuşacak...
ne zaman mı?
başlayınca.

"ölür çün anadan doğan..."
bitmek ve hiçbir şey olabilmek niyeti ile.
be-namı TO! *

(*senin adınla)

23 Ocak 2013 Çarşamba

özlemek

sende senden olan bir parçayı
bedenin ya sol, ya sağ yanını...
bırakmak
eksik kalmak
tamamlanamamak
bir türlü rahat uyuyamamak aslında
...özlemek

sahiller uzar ve gider İstanbul yollarında ben
öteki yanında yüreciğimin...
hangi ayin
hangi amin
felah buldurur bana...
ah şu telefon tellerindeki rabıta
bağlar mı seni bana?
öteki ucundaki ses olmak da mı vardı?
ha cancağazım?

sabahları inatla ıslak saçlarınla çıkacaksın evden
ve biliyorum...
nazik ayaklarını yoracak yollar
vuracak bensizliği yüzüne yüzüne rüzgar
yetmezmiş gibi gecenin virdini...edecek tekrar
ve ben seni bu sahilde
çok ama çok özleyeceğim...
kimselere anlatamayacağım...
sana bile...


....

6 Ocak 2013 Pazar

hayli zaman geçmiş

Kendimi, burayı bazen daha çoğunu unuttuğum oldu... Tabiri caiz ise "dut yemiş bülbül" vari sustum. Dut "aşkı" karşılarken, bülbül ise bu satırları yazan ; vaiz ,ehli kelam& ehli kalem bendenizi karşılamakta...

Özetle medeni halimdeki değişikliğe doğru gitmiş bu ruh halimdeki değişiklik...Ev'li (tabi ki kendim gibi ikinci bir erkek ile), mutlu, bila etfal(çocuksuz) olarak hayatı devam ettirmeye çalışmaktayım...

Aziz okuyucu, umarım web linkleri arasında kaybolmadın, sırra düçar olmadın, yahut kaybolup gitmedin... Gözü ile temaşa kılana, okuyana, duyana, okuduğunu duyurana hürmetler...

Aklımda yeni bir yazı dizisi var aslında... Hafif vaaz modunda... Vaazlar ve ayinler... 2013 'te devam etmek üzere...

24 Haziran 2012 Pazar

özür

özür dilerim, ben senden çok hoşlandım. Hayır sanırsam...hayır, sanı değil bu. Emin olmaya yakın. Yakın zira yakabilirim...yani gemileri ardımda. Sevmek isterim ki seni, özür dilerim. Teşekkürler...ve iyi niyet telatileri yerine sarılabilmeli...sarılabileceğini bilmek değil mi aslolan? sevebileceğini bilmek gibi...
Published with Blogger-droid v1.7.4

20 Mayıs 2012 Pazar

peşimde melek...

kırdığım ne kadar kalp varsa,
aklıma gece takılı veriyor
hiçbir yapıştırıcı deva olmayacak...
biliyorum
öyle kalı verecek mezar üzerinde kırık taş
yapılamamış bir kaş
çıkmış göz
söylenmiş söz
yürek sayki köz.
...
"sevdiğim rahmet yeter artık inciltme kalbimi"
...
korkar olmuşuz bebeğin yüzümüze dokunmasından
sohbetten kaçar olmuşuz
davamız boşa çıkmış
kavgamız neden?
kimse değişmezmiş oysa...ben hariç
bilinse de öteden
beriden
peşimizden, koşarak kim bu gelen?
melek mi?
ve hermes'in taşıdığı
sözler, aslında hiç kimsenin ihtiyacı olmayan şeyler
tanrılar dağı kadar yalnızım.
melekut alemi kadar acayip, gözünde cahillerin
ve bütün bu seslerin
geri gelip kulağımda söyleneceği güne and olsun
ben seni sevmiştim,
sevmiştim sevgilim.

oysa uzak limanlar vardı aklında
hiç kimsenin görmediği
hiç kimsenin bilmediği
ve hiç kimsenin sevmediği...
o kadar keşfetmiştim ki seni
artık ölü vermiştin ellerimde.
kül rengi
ve sokak.
çek git! ve bırak!
kim sanırsın peşinden koşarak?
melek mi?
sahi...
son nefes, son durak...
ey hermes! ey ulak!
arz et.
ahval budur.
aşıkın maşuka sözleri, köze atılmış sudur
ben de ise körükler dolusu ateş...
kül rengi ve melek...
bilerek ve isteyerek
Musa Nil'den geçer
ben ise senden...
peşimde melek...

16 Mayıs 2012 Çarşamba

başlamak

beklemek
bıkmak
sonra tekrar ...tekrar...
sebat son karar
hani olur da
muzaffer olursa bu firar
pişmanlık bir nefes solurda
tecrübe yanına kar
ben susmuş
ben susamış
ben kaçmış
ben...

tekrar...tekrar...ve tekrar
merhaba

6 Ocak 2012 Cuma

hani gece olurda

"Bu yollarda böyle yalnız gidilmez. 
Tipi olur boran olur kış olur. 
Gidilse de hedefe hiç varılmaz.
Şeytan olur, ifrit olur, cin olur."

hani gece olur da aklıma düşersin..hani sessizlikte el ayak çekilmişken... bize dinlenme vakti kılınmış bir vakitte...bu dizeler gelir sen gelirsin; uzak değil şah damarımdan yakınsın. yanı başımdasın. yastık ne kadar uzaksa başıma ; ve sol göğsüm ne kadar uzaksa kalbime...en fazla o kadar uzak ol lütfen...Yoksa...bu yollar böyle yalnız gidilmez...