21 Aralık 2009 Pazartesi

yağmurda ıslanırken


yağmur
hava
ve toprak
kokarken
ben kaçıncı sıtma nöbetlerindeyim?
ıslak elbiseli bir adam çıkar gelir mi?
yağmur
hava
ve toprak
hissederken ellerimde
kaçıp gider mi?
yaz mıdır? kış mıdır?
sayki ilk olmadı son bahar
bütün yağmurlar bir an biter
ıslak adamlar kururlar apartmanlar arası çekilmiş iplerde
kaç kadın kaç kocasını dizer ipe
kurutur tertemiz...
yağmur
hava
ve toprak
.....
isfehan hoyrat yahut bir arya okumalı
gazelhan da bir tenordur zira
ses telleri cami parmaklıklarına sıkışmış
kaside vari gazeller
ve kapris vari güzeller
...

kadınsı handelerde ve edalarda artık erkekler
ben kadınları bırakıp erkekleri severken
onlar mı kadınlaşır?
kadınlar erkekleşir...
ben kendileştikçe onlar mı ötekileşir?
herkes eşleşir
isyan kimedir?
doğurganlığa mı? yoksa ahlaka mı?
....
kalem çekilmiş gözler
ve rujları bulaşmış gömlek yakalarına
klasik tablolar...
yağmur
hava
ve toprak
isfehan hoyratı
bitmeyen bir aşur
son bulmuş ayin
ıslak derviş sikkesi
ve kana bürünmüş beyaz entarisi
yağmur
hava
ve toprak
...

1 yorum:

Madam Despina dedi ki...

"sen ve yağmur.
başa dönemezsiniz.
öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
yağmur yalnız yağarken yağmurdur
sen yalnız senken sensin
burada kalamazsın ve başa dönemezsin
gitmek zorundasın
kovalanan bir yahudi gibi
ama yahudiler gibi kendinle kalamıyorsun
her şey çok yetersiz senin için
her şey sana çok fazla
ayıklarsan ayık durabiliyorsun
aranı açıyorsun kendinle
eşyayı araladıkça
uyanmanın bedeli serapları fedadır
uykuyu tadayım dersen
kâbusa dalmak pahasına."

"eve dönmek
kendime sarkıntılık etmekten başka nedir?"

"evde
anlaşılmaz bir tını
bilmem nereden gelir
uykumdan? kanımdaki çakıldan? unutkanlığımdan?
bilemem yahudi değilim
gizli bir yerde genizam yok
bilemem insan nerenin yerlisidir"