30 Mayıs 2008 Cuma

Az ötesi...


Az ötesi bir kubbe/altı bin günah...
Ojeli parmaklar dolusu necaset
İşte -moral- tel örgülere asılı kalan cesaret
Sen, ben, o...Hep bir başkası
Üstümüze hiç bulaşmamıştı ya "tercihler çarpıklığı"
Ömür boyu tel örgü arkası
Etiğe sığmayan ahlak...
Kafesler ardına sığmasa da sığınan kalp...
Hep günah...Hep haram...
Anne bir gün ben de mi yatsam?
Sonra uzanıp kucağına olup biteni anlatsam?
Okşar mısın, yoksa çeker misin saçlarımı?
Aldığım ve alamadığım hazları...
Ne bileyim işte, bolca kaybolmuşluk duygusu...
Erkek kokusu...
Hem de en şehvetlisinden
Anne söylesene yalnızlık hep son mu durak?
Biraz daha ötesini hayal ile karışık anımsayarak ...
Sen de bilir misin?
Dün gece yağan yağmuru ve kaçışlarımı
Evden bir gece vakti yahut gündüz gözüne...
Yabancı kucakların bana açılışlarını
Ne de çabuk kirlenip yapıştı üstüme
Renkliler ile karışıp yıkanan beyazlarım
Anne! Merak etme henüz ağlamadım!

Hiç yorum yok: