2 Mart 2015 Pazartesi

miz

bekleyişin acısını çıkartır sanki insan aşık olduğu vakit maşukundan...
gelirse Mehdi bütün cinayetlerin hesabı sanki ondan sorulacak...
buluşmaya geç kalmış bir davetliye yapılacak olan bütün sitemler...aslında gelişinin görkemini gölgelemez mi? oysa beklediğimiz sevgili değilde kendi egolarımız ve arzularımız ise? bitmek tükenmeyen arzular ile mi seveceğiz birini? ya çekip gider diye korkarak mı? korkumuz sanki onu çalmış gibi sevmemizden...onu çalmış gibi seviyor oluşumuz ise bir ganimet gibi aşkı hak etmeden...emek vermeden kazanmaya çalışmamızdan değil mi?
büyük ikramiyenin vurduğu bir piyango bileti muamelesi yapmayı ne zaman bırakacağız sevdiklerimize? 
aşkımıza emek katabildiğimiz zaman...
sabredebildiğimiz, dinleyebildiğimiz, paylaşabildiğimiz, anlayabildiğimizi...bildiğimiz kadar ...
"...miz kadar".

Hiç yorum yok: