25 Ağustos 2011 Perşembe

yalnızlık

apartmanın merdivenlerini çıkıyorum. akşam vakti. yemek kokuları , insan sesleri... yabancıyım kendi evimde... sanırım sıkıldım. evet yeterince sıkıldım. spor salonları insanı mutlu yapmaya yetmez. sadece anı geçiştirdiği ama derinleşemediği bir flörtten farksızdır. çok eğlenirsin ama ağlayamazsın beraber.

kütüphanem dağılmıştır. her kitap her yerde. ve her fikrim her yerde... dağılmış bir zihin için olabilecek en kötü şey olmuştur. yalnızlığüa alışmıştır. zira tek kişilik kurguluyordur hayatını farkında olsun olmasın...günler değil ömürdür geçen ve her nefes spor salonundaki her hareketten daha önemlidir.

felsefe okumayalı, tarih tartışmayalı aylar geçti. hiç bir -izm i kabul etmediğimi bağırmayalı ise sağlam 3 yıl olmuştur.

gidip gördüğüm yerlerden gurbet getiremedim
kuşlar uçmazlar oralara buradan
istanbul'u bırakamaz sokağın kedisi
vapurun düdüğü
mahallenin delisi
sokağın kerhanesi
evimin karşındaki sinagog
bir üst sokaktaki kilise
ve bilmem kaç metre ötedeki cami

en güzeli kendi evimdir.
zira yalnızdır.
kendime en uzak olduğum yer...
sahi ya. tam da şiirin ortasında yakalayıverdi beni. ben bana en çok yalnızken uzağım. ve bütün yabancı şarkıların bütün sözleri bunu yüzüme vurmak için yazılmış. eskiden olsa vaizden, kürsüden ve ali mezinani'den bahsederek geçiştirebilirdim günleri. artık yetmiyor. bana hayat rehberi olmayacak kadar dolu söz ile doldurmuşum kafamı. unutmam lazım. alel ade tv kanalları açıyorum. daha az mum yakıyorum, floresan lambalar altında oturuyorum. ve evet itiraf, lüks sayılabilecek bir de TV satın aldım. EbuZer 'in görmemesi gereken ....Ne demişti? Sahi? Beni Kayzer'in tahtına oturmaktan...

Aynul Kudat Hemedani'nin ne kadar söz varsa hepsini unutmuşum. Yeniden mi başlamalı? Evet...Her kim aşık olur ve onu gizlerse...ve o şekilde ölürse...evet cennet...hayır farz hayır sünnet..belki vacip...ah! usul-u fıkıh nasılda kafa karıştırır. Roma da ifade veren bir "vatandaş" gibi hissetmek kendini. Sabit metinleri okumak zorunda kalmak. Hem de HAK ararken....Ne kadar da abestir.

Ellerimi açmadan da dua edilir zira. Ve bütün sözleri terk edip içinden gelen kelimelere bırakmalı sesleri....Ah ne diyorduk? Yalnızlık evet...yazarın kafası karışıktır. Kusura bakmayın çok çalışıyorum hakikaten çok...

Yatağımın hep bir yanı boştur. Yalnızlığımı hissetmemk adına çapraz yatıyorum.İkinci yastık sevgilim yerine geçiyor..

Boştur abestir bundan şikayet etmek...Ne diyordum..Hiç birşey. Çok susadım...Her kim tatlı bir su içtiğinde...bir parça serinlik hissettiği an dudaklarından boğazının içine doğru...Hatırlasın..........................................................ve bir parça da yansın...........................

Hiç yorum yok: