13 Mart 2010 Cumartesi

herkes farklıdır oysa...



herkesin aşkı mecnun-leyla mı olmalı?
ve herkesin hastalığı verem?...yunus'lardan, mevlana'lardan, peygamberlerden, filozoflardan dolu bir toplum!
şefkat ve merhametin artık doruk yaptığı bir hayat. kötüye yaşam hakkı arayan Zerdüşt'ün derdini şimdi anlıyorum....

bütün aşklarımız mecnun-leyla formatında olmasa da; ufak soğuk algınlıklarımız verem kadar can alıcı ve acıklı değildir...fabrikalarda artık fakir kızlar çalışmıyor...bir çoğu kapandı... zengin çocukları hiç bir zaman babalarının fabrikalarında dolaşmamışlardı... hep o filmler...filmler...filmler...Kara Murat 'ın bir 17.yy eşkıyası olduğu gibi...

Murat Bardakçı'dan öğrenmemiştim ama bir çok şeyi keşfedeli/ fark edeli daha farklı dönüyor dünya... İçtiğim her kahvede gecelerce Allah'a yalvarmak için ...yani uyumamak için...yani yarı ölmemek için...kahveyi bulan dervişleri anıyorum....  fincanları ucuz çin pazarından akıp gelse de...ipek yolu artık kablolardan geçse de....hayat sanki çok eskisi gibi akıyor...insanlar hala kılıçlarını kuşanıyor...Star Wars 'da bile kılıçlar...oyunlar oyuncaklar...

kansal basınçlar ve bu soğuk-alınganlığı ile kendime bile faydam olmayacakmış...bir dostum öyle söyledi...haksız sayılmaz. en büyük engel annem imiş hayatımda...ah biri de karşıma çıkıp bilmediğim fark etmediğim birşeyi söyelse...bildirse....fark ettirse....

Hiç yorum yok: