hayatın burada da aktığını görmek güzel...güvenli yollar...yeşermiş tarlalar...memleketimin ovaları ve dağları...temiz deniz ve toprak kokusu...insan kendini bir defa daha yeniliyor...en çok da geçmiş gelecek karşısında yeniliyor...
günah ve sevapları olan...ne melek ne şeytan ama insan! İstanbul ebedi vatanım... farklı kültürlerin sentezi olan bir aileden dünyaya geldim. ...herkes gibi işte. tek birşey isteye geldim hayatta; insanların kendileri gibi olamayanları kabul edip en azından onlara saygı duymasını. farklı olmanın güzelliğini fark etmelerini...bolca cam/can kırıklarım var benim de...hayat yine de güzel gay olmanın insana kattığı ve alıp götürdüğü ne varsa... bir de yaş (2x10)+8=28 iken...
doğum yeri : İstanbul sur içinde bir devlet hastanesi.
medeni hali: Aşık
eğitim/öğretim, tedrisat... ilkokul 1.sınıfta okuma yazmayı en son öğrenen(daha doğrusu öğrendi deyip yalandan kırmızı kurdela ile geçiştirilen). ortaokul ve lisede tenefüslerin ve derslerin yalnız çocuğu. üniversitede amfide orta oyuncusu. şimdilik hayli serbest çalışmalarda...okuldan kaçtığı anlarda daha çok şey öğrendi sınıfta öğrendiklerinden...
blog'da yer alan bütün yazı ve şiirler el emeği göz nuru, yürek akıntısıdır...izinsiz ve kaynak göstermeksizin başka yer-şekil-zamanlar da yayınlanması (yani not defterimden kopya çekilmesi) yazara ve çizere (yani bana) orta malı muamelesi yapmaktır. AYIPTIR
Eğer o eski Mübarek Tanrı, Devrilip dönen Bulutlar üstünden Mutlu şimşekler Serperse yere; Kalbimde çocuksu Bir bağ ve korku, Öperim sarılıp Eteklerini.
NİZAR KABBANİ
Oturdu.. Umutlanarak ters çevrilmiş fincanımdan gözlerinde korku belirdi ansızın Dedi: Ey oğul…hüzünlenme Bu aşk sana yazılmış...
CHARLES BAUDELAIRE
Sen ey kanatlı yolcu, bir zaman ne güzeldin!
Neyin sesi ateştir, hava değil! kimde bu ateş yoksa yok olsun! The cry of the reed is fire, not wind, Whoso does not possess this fire may he be naught.
yarım kalan BEN'lik
bütün bunlardan kastı kendisini aklamaktı sanki. bu kişi acaba hayattan bezmiş, yorgun bir eşraf çocuğu muydu yoksa garip bir hastalığı mı vardı? her halükarda sıradan insanlar gibi düşünmüyordu (karanlık oda Sadık Hidayet)
doğu'nun yıldızı ümmü gülsüm
kendimin fotoğrafını çektim...
"aşk, yaşamaktan iyidir" Ali Şeriati
kalenderi
Bir kalender meşrebiyem aynımda şal-ı aba Ben bu aşkın abdalıyım nur u sırrı merhaba
How many roads must a man walk down Before you call him a man?
AT AVRAT SİLAH (!)
özgürlük bazen gözleri kör eder...
Une larme sûr ma tombe... Mezarımın üzerine bir damla göz yaşı...
Doğ ey güneş! erit taştan adamı Ve kurut taşları diken elleri (M.Akif İNAN)
ey dünya! yularını boynuna; semerini sırtına tak! benden uzaklaş! istediğin yere çek git! pençenden kurtuldum, tuzağından sıyrıldım; yolunda gitmekten kaçındım. Ebu Turâb
sisli bir andı...bir tek kendisi öldü sandı...
ıslak bir tenha
şâh-ı merân
ne kadar da genç, yaşlı imparatorluğun sultanı....
ıslanmak mı? kirlenmek mi? yahut bir temizlenme çabası....
gençlikten yaşlılığa...eksilmeyen tek şey elinde tuttuğu kılıcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder