Ben'in zindanlarından bir zindan da son bir kaç günüm...bu dünyaya ait bütün telaşlarımdan bir telaş sadece o kadar... penceremin ötesinde bir ses beni özgürlüğe çağırırken artık bıkkınlık doruklarda ruhumun derinliklerinde...
teslim olalı yıllar olmuş!...sahi ya...
benim sıkıntım belki de bunca kısıtlanmışlıktan özgürlüğüme vurulan ketlerden dolayı değil!...
riyakar bakışlar, yalan ve dolanlar, ince çıkar hesapları, dedikodular, na-mertlik destanlarının dillendirilmesinden, adaletsizlikten...sıkılmışlığım...
bir ada gibi yaşamaya devam edeceksem tel örgü ve parmaklıklarımın dışına çıkmak benim için acıdan başka ne ifade edecek?
benim ruhum Yunus'un, Buda'nın, Mevlana'nın, Ayn Kudat'ın, Pir Sultan'ın... ruhu değil ki!!!
ritüellere, törenlere ve seromonilere sıkışıp kalmış haldeyim... nasıl olurda onlar gibi başkaldırıp isyan edebilirim???
1950 'lerde Musaddık gibi çok mücadele etmeye çalışmıştım oysa...aynı "milli" kavganın "içsel" olanını vermeye çalıştım.... oysa bir Ayetullah...tam da kalbimdeki bir Ayetullah bir dilberin 3-4 öpücüğüne kandı ve bir kaç avuç tümen için sattı bedenini ve ruhunu...şimdi de kalkmış yalnızlıktan ve azad olamamaktan şikayet ediyor!...
Sanırım daha çok Sadık Hidayet okumalıyım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder